ALZHEİMER,
HAFIZANIN YAVAŞ YAVAŞ KAYBOLDUĞU BİR HASTALIKTIR.
Sevgili
okurlar; bazen hiç ummadığmız bir anda, ummadığımız mucizelerle
karşılaşabiliriz. Çok basit bir tedavi, çok önemli bir hastalığın iyileşmesine
sebep olabilir.
İşte
bizim de elimize geçen bir bilgiyi sizinle paşlaşmak istedik. Yaşanmış bir
olayı anlatarak, basit bir olayla son yüzyılın baş belası olan unutkanlık ve
Alzheimer hastalığı ile ilgili bir anıyı siz okuyucuların bilgisine sunuyoruz.
“Alzheimer,
hafızanın yavaş yavaş kaybolduğu bir hastalıktır.
Bir
zamanlar, erkek ya da kadın anılarını tamamen kaybetti.
Lütfen
dikkatlice okuyunuz.
Kendiniz
ya da ailenizdeki biri bu hastalığa yakalanıyor olabilir.
İnsan
fiziği her gün bir yaş daha yaşlanır. 50 yaşından sonra pek çok hastalık ortaya
çıkabilir
Son
yüz yılın en çok endişelendirdiği hastalık ise ALZHEİMER hastalığıdır.
Sadece
kendime bakamayacağım, aile üyelerine de pek çok inconininens olacaktı.
Bir
gün oğlum eve geldi ve bana ir doktor arkadaşının ona dilini kullanarak bir
egzersiz öğrettiğini söyledi.
Dil
alıştırması ALZHEİMER’in başlangıcını azaltmak için etkilidir ve ayrıca azaltmak/iyileştirmek
için de faydalıdır.
1-
Vücut
ağırlığı,
2-
Hipertansiyon
3-
Beyindeki
Kan Pıhtısı
4-
Astım,
5-
Uzak
görüşlülük,
6-
Kulak
sesi,
7-
Boğaz
enfeksiyonu,
8-
Omuz/Boyun
enfeksiyonu,
9-
Uykusuzluk
Bunlara
yararlı olabilecek çok basit hareket ve öğrenmesi de kolay bir ekzersiz.
Her
sabah yatağınızdan kalkarken de aniden kalkmayın. İlk önce yatağınıza oturun, birkaç
dakika sonra kalkın ve yüzünüzü yıkamaya gittiğinizde, aynanın karşısında, aşağıdaki
gibi egzersiz yapın:
A-Ağzınızdan
dilinizi dışarı doğru uzatın ve 10 kez sağa, sonra sola doğru hareket ettirin.
Dilimi
her gün bu şekilde kullanmaya
başladığımdan beri, beynimde kalıcılığım düzeldi.
Unutkanlığım
yavaş yavaş azaldı.
Aklım
açık ve tazeydi ve başka gelişmeler de oldu.
1.
Uzak
görüşlülük az.
2.
Hiçbir
doğruluk yok.
3.
İyileştirilmiş
sağlık.
4.
Daha
iyi sindirim.
5.
Daha
az grip/soğuk
Ben
daha güçlü ve daha çevikim. “
Dil
alıştırması Alzheimer’in kontrolüne ve önlenmesine yardımcı olurmuş.
Tıbbi
araştırmalar dilin BIG Beyin ile bağlantısı olduğunu bulmuş.
Vücudumuz
yaşlanıp zayıfladığında ortaya çıkan ilk işaret dilimizin sertleşmesi ve sık
sık kendimizi ısırmaya meyilli olduğumuzdur.
Dil
ile sık sık yapılan egzersiz hareketi beyni uyaracak, düşüncelerimizin
küçülmesini engellemeye yardımcı olacak ve böylece daha sağlıklı bir vücuda
ulaşacakmışız.
Cit-Senior
Citizens. Diyor ki: “Bu hareketi mutlaka
yapın ve etrafınızdaki kişilere de iletin. Ben kendimi iyileştirdim, umarım
başkaları da iyileşebilir. “
Denemekte
yarar var. Çünkü ilaç almıyoruz. Herhangi bir yan etkisi yok.
Kendi
dilimiz, kendi isteğimizle yapacağımız bir egzersiz.
Neden
denemeyelim. Neden denemeyelim.
Mutlaka
bir faydası olabilir.
Sağlıklı
günler sizlerin olsun.
Alzheimer Hastalığı Nedir?
Alzheimer Hastalığı
Alzheimer hastalığı (Alzaymır okunur) ileri yaşın bir hastalığı olup,
beynin bazı bölümlerinin zaman içinde giderek hasarlanması sonucu, başta bellek
olmak üzere tüm entelektüel faaliyetler, günlük işlevler ve davranışlarda
bozulma ile kendini gösteren bir hastalıktır.
Alzheimer hastalığı yaşlılık dönemine ait bir hastalıktır ve hastalığa
sahip kişilerin sayısı da gün geçtikçe artmaktadır. Bunun nedeni dünya
nüfusunun giderek yaşlanmasıdır.
Yaşlı nüfusun artışının en önemli nedeni, genç nüfusun giderek azalması ve
ölümlere sıklıkla yol açan kardiyovasküler hastalıklar, kanser gibi
hastalıklara karşı geliştirilen korunma yöntemlerinin de yaşam süresini
uzatmada başarılı olmasıdır.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında, 1950’li yıllarda Amerika ve Avrupa’da
doğurganlık hızında bir artış gözlenmiş olup, buna “bebek patlaması” (baby
boom) adı verilmiştir. Öncekilerden çok daha kalabalık olan bu kuşak, büyüyüp
yetişkin olunca daha az sayıda çocuk yapmış, nüfus 2000’lerden itibaren daha
önce hiç görülmemiş ölçüde yaşlanmaya başlamıştır.
Şu anda, dünya genelinde 40 milyona yakın Alzheimer hastası olduğunu
bilinirken, 2050 yılında bu sayının 115 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Türkiye'de ise halen 600 bin ile 1 milyon arası hasta bulunduğuna ait bir
tahmin yürütülürken, 2050 yılında Türkiye’nin dünyada en fazla Alzheimer
hastasına sahip 4. ülke olacağı düşünülmektedir.
Hastalığa ilişkin farkındalık çalışmaları sayesinde erken tanı konulması,
böylelikle hastalığın erken evrede kontrol altına alınması önem taşımaktadır.
Bu durum Alzheimer hastaları kadar hasta yakınlarının da yaşam kalitesini
arttırırken, hastalığa ait tedavi masraflarını da azaltmaktadır.
Alzheimer Hastalığının Tarihçesi
Hastalığı
ilk tanımlayan, Alois Alzheimer isimli Alman nöropsikiyatristidir. 1902
yılında, 51 yaşındaki Auguste Deter isimli hasta, eşi tarafından ilerleyici
unutkanlık ve davranış bozukluğu nedeniyle Dr. Alzheimer’a getirilir. Hastayı
muayene eden ve takip eden Dr. Alzheimer, 1906 yılında hastanın ölümünü takiben
otopsi yapar.
Aldığı
beyin örneklerinde hastanın korteksinde incelme, hücreler içinde ve çevresinde
farklı birikimlere rastlar. Plak ve lif tanımlarını yapan Alzheimer’ın bu
buluşu daha sonraki yıllarda tıp kongrelerinde sunulur ve Alzheimer hastalığı
olarak bilinir.
Alzheimer Hastalığının Belirtileri
Alzheimer hastalığının belirtileri şu şekildedir:
Bellek Kaybı
Hastalığın
en önemli ve ilk bulgusu unutkanlıktır. Alzheimer hastası yakın geçmişteki bilgi,
kişi ve olayları unutur. Hastalık ilerledikçe kişi daha sık unutmaya başlar ve
bu bilgileri hatırlayamaz.
Unutkanlık,
hastalığın ilk dönemlerinde basit unutkanlıklar olarak başlar.
·
Anahtarını kaybetme
·
İsimleri unutma
·
Randevuları ihmal etme
·
Paranın üstünü almayı unutma
·
Yemeğin altını açık unutma
·
İlerleyen dönemlerde unutkanlığın derecesi giderek artar.
·
Evin yolunu, odaların nerede olduğunu karıştırma
·
Oğlunu babası, kızını annesi zannetme
·
Yemeklere tuz yerine şeker koyma
·
Parasını saklama ve bir daha bulamama
·
Günlük yaşam aktivitelerini yerine getirmede güçlük çekme
Hastalığın
diğer önemli bir özelliği günlük yaşam aktivitelerinin bozulmasıdır. Hastaların
çoğu günlük işlerini planlayamaz ve tamamlamakta güçlük çeker. Yemek pişirmek,
giysi seçmek ya da telefonla konuşmak gibi basamaklı işleri yapmakta zorluk
yaşamaya başlarlar.
Hasta
geçmişte iyi yaptığı becerilerini kaybeder. Örgü öremez, çivi çakamaz, yemek
yapamaz, enstrüman çalamaz, tuvalete gidemez, banyo yapamaz, yemek yiyemez.
İdrar ve gaitasını altına veya evin değişik yerlerine yapar.
Psikiyatrik Bozukluklar ve Davranış
Bozuklukları
Davranış
ve psikiyatrik bulgular hastalığın ilk zamanlardan beri olsa da ileri dönemleri
en çok sıkıntıya sokan durumudur.
Alzheimer
hastalarının ruh halleri, nedensiz şekilde ani değişimler gösterebilir; çabuk
ağlayabilir ya da içine kapanabilir, aniden ve ölçüsüz sinirlenebilirler.
Uyumayan, sürekli hareketli, amaçsız gezinen, halüsinasyon gören, aynalarla
konuşan, hiç durmadan yemek yiyen ya da hiçbir şekilde yemeyen, şüphecilik
yapan, eşyalarını saklayan, bağıran kişiler haline gelirler.
Davranış
bozuklukları hastaları onlara bakım verenlere en çok bağımlı kılan nedenler
olarak sayılabilir.
Diğer Bulgular
Konuşma güçlükleri: Hastalar konuşurken kelimeleri bulmakta zorluk çekebilir ya
da takılabilir. Kelimeler yerine tanımları kullanabilir. Bazen hastanın
söylediklerini ya da yazdıkları anlamak güçleşebilir. Örneğin, tarak yerine,
saçımı taramak için kullanırım diyebilir. Kalem yerine, kağıda onunla çizerim
diyebilir. Yeni kelimeler üretebilir, masa yerine “sama” diyebilir.
Zaman ve mekan karıştırma: Alzheimer hastaları günleri, ayları ve kimi zaman
mevsimi karıştırabilir.
Evinin
çevresi gibi bildiği yerlerde kaybolabilir, nerede olduğunu unutabilir veya
neden orda olduğunu hatırlayamayabilir. Alışveriş yaptığı dükkanları, her zaman
gittiği camiyi, yıllardır çalıştığı işyerini, evinin odalarını, günü, saatleri,
ayları karıştırmak en sık rastlanan bulgulardandır.
Görüntüleri
algılama da karıştırmalar, yazıları okumada ve şekil algısında bozukluklar
ortaya çıkar. Görüntüler daha önceden yaşanmış başka mekanlar ile
karıştırılabilir. İnsanların yüzleri karıştırılabilir. Trafikte sorun
yaşanabilir.
Değerlendirme ve karar vermede güçlük çekme: Yiyeceklerini, giyeceklerini seçme ve karar vermede
zorluk yaşar. Kat kat giyinir ya da farklı renk çoraplar giyer.
Soyut düşünme becerisinde güçlük çekme: Atasözlerinin yorumlarını ve anlamlarını karıştırır. Örneğin,
damlaya damlaya göl olur ne demek diye sorulduğunda, su çeşmeden akar akar ve
bir kaba dolar diye cevap verir.
Eşyaları yanlış yerlere koyma; Alzheimer hastaları sıklıkla eşyalarını yanlış, alışılmadık
yerlere koyabilirler. Örneğin, ayakkabıyı buzdolabına koyabilir, yumurtaları
yatak altında saklayabilir.
DSM-V’e göre Alzheimer Tanısı
DSM-V
(Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders= Zihinsel Hastalıkların
Tanı ve İstatistikleri El Kitabı) zihinsel hastalıkların tanı kriterlerinin
güncelleştirildiği bir bilimsel alandır. Bilimsel ve en son kabul edilen
veriler ışığında, DSM-V'e göre Alzheimer demansı tanısı konulabilmesi için şu
şartlar olmalıdır.
1.
Karışık dikkat işlevlerinde bozulma
2.
Yürütücü fonksiyonlarda bozulması
3.
Öğrenme ve bellekte bozulma
4.
Lisan bozulması
5.
Algı bozukluğu
6.
Sosyal kognisyonda bozulma
Dünya Alzheimer Derneği’ne Göre Alzheimer
Tanısı
Dünya
Alzheimer Derneği, kişilerin kendileri ya da yakınlarının Alzheimer hastalığına
yakalanıp yakalanmadığını anlaması için bilinmesi gereken 10 belirtiyi
yayınlamıştır. Bu belirtilerden bir veya birden fazlasına sahip olmak bu konu
ile ilgili bir merkez ya da hekime başvurmak için gereklidir.
1.
Gündelik hayatı etkileyecek tarzda unutkanlık
2.
Planlama ve hesaplama da zorlanmak
3.
Daha önce sorunsuz yapılan görevleri yapamamak
4.
Zaman ve yerleri karıştırmak
5.
Görüntüleri algılama zorlanmak
6.
Konuşma ve anlamada zayıflamak
7.
Eşyaları kaybetmek ve bunlarla ilgili başkalarını suçlamak
8.
Yargılama ve karar vermede güçlük çekmek
9.
Sosyal aktivitelerden çekilmek
10.
Kişilik ve davranış değişiklikleri göstermek
Alzheimer Hastalığının Evreleri
2011
yılında yapılan çalışmalar ile hastalık evreleri şu şekilde tanımlanmaktadır.
1.
Evre 1: Dışarıdan normal (Klinik öncesi)
2.
Evre 2: Çok hafif bozukluk
3.
Evre 3: Hafif bozukluk
4.
Evre 4: Orta dereceli bozukluk
5.
Evre 5: Orta ciddi bozukluk
6.
Evre 6: Ciddi bozukluk
7.
Evre 7: Çok ciddi bozukluk
Evre
1, hastalığın hasta ve hekim tarafından bilinmesinden çok öncedir. Evre 2 ve 3
birleştirilerek hafif kognitif bozukluk olarak da tanımlanabilir.
Klinik öncesi dönem: Hastalığa ait hiç bir bulgunun olmadığı, bununla
beraber beyin hasarlanmasının başladığı dönem klinik öncesi dönem olarak
adlandırılır, bu dönemde hastalığı tanımak, muayene ile mümkün değildir.
Bununla beraber biyobelirteçlerin ölçülmesi hastalığın var olup olmadığını
kesin olarak gösterebilir.
Hafif kognitif bozukluk (HKB): İlk kez Peterson isimli araştırmacı tarafından tanımlanan bu
dönem, hastanın kendi ya da yakını tarafından fark edilen unutkanlık yakınması
olması, bellek ya da bellek dışı alanlardan birinde kayıp olması (beceri, lisan
gibi), bununla beraber kişinin günlük hayatına sorunsuz devam etmesi olarak
tanımlanır. Bu kişilerin daha sonraki yıllarda belirgin demans geliştirme riski
%15’dir. Bazı araştırmacılar bu dönemi çok hafif kognitif bozukluk ve hafif
kognitif bozukluk olarak ikiye de ayırabilmektedirler.
Alzheimer
hastalığı, hastalık belirti ve bulgularının net olarak fark edildiği döneme
verilen isimdir.
Erken-orta dönem: Hafif unutkanlık, kelimeleri hatırlayamama ve yeni şeyler
öğrenememe, yorgunluk, sosyal hayattan çekilme, depresyon gibi belirtiler ile
başlar.
Ciddi orta dönem: Hastanın günlük yaşam aktiviteleri gözle görülür şekilde
bozulur. Yemek yapamaz, çatal kaşık kullanamaz, elbiselerini çıkarıp giyemez,
tuvalet ve kişisel temizliğini yapamaz ve aksatır, evin ve evin içindeki
odaların yolunu bulamaz.
Huzursuzluk
ve öfke, kaybolmalar, motor yetilerde bozulma, sosyal ilişkilerin bozulması ve
paranoya bu evrede sıklıkla görülür.
İleri ve ciddi ileri dönem: Bu evrede hastanın yaşamı için tam bağımlı hale gelmesi ile
karakterizedir. Her hastanın bir hasta bakım vereni vardır.
Fiziksel
problemler sıklıkla yaşanır. Mesane ve bağırsak kontrolünde, konuşma ya da
basit emirlere uymada bozulma, hayal görme, duygusal bozukluk, farkındalık
halinin kaybı ve sürekli dolanıp durmalara rastlanılabilir. Bu süreç; hastadan
çok, bakımını üstlenen kişilerin problem yaşadığı evre olarak bilinir. Bu
evrenin devam ettiği çok ciddi evrede hasta yatağa bağımlıdır.
Hastalıkta
kullanılan ilaçlar bu dönemde de devam ettirilmelidir.
Alzheimer’ın
kesin tedavisi olmasa da hem süreci yavaşlatmak hem de kimi belirtilerin
şiddetini azaltmak mümkündür. Bunun için de erken ve doğru tanı büyük önem
taşır.
Nedenleri
Alzheimer
hastalığının en önemli sebebi yaş faktörüdür. Genellikle 65 yaş üstü insanların
en sık karşılaştığı hastalıklardan bir tanesidir. Alzheimer hastalığının bir
diğer sebep ise cinsiyet faktörü olup kadınlarda daha sık rastlanmaktadır.
Bunun
sebebi ise kadınların ortalama yaşam sürelerinin daha uzun olmasından ileri
gelir. Düşük eğitim düzeyi, stres, depresyon, kafa travması diğer metabolik
hastalıklar ve genetik faktörler Alzheimer hastalığı nedenleri arasında
sayılabilir.
Alzheimer Nasıl Anlaşılır?
Alzheimer
hastalığının ilk bulgusu unutkanlık şikayetidir. Doktorla hasta görüşmesi
sonrasında yapılacak nöropskiyatrik testler hastalığın varlığı, yokluğu hangi
tip demans olduğu Alzheimer ise hangi evrede olduğu hakkında bilgiler verir.
Tüm bu bulgular hastalıkla ilgili kanıtlar ortaya koysa da görüntüleme yöntemleri
ile Alzheimer tanısı daha net bir şekilde konulabilir.
Alzheimer Beyine Nasıl Etki Eder?
Demans
hastalıklarının en önemli nedeni beyin hücrelerinin ve dokularının
hasarlanmasıdır. Bu hasar hücreler arası haberleşmeyi imkansız kılar ve normal
beyin işlevlerinin yeterince sağlıklı yapılamamasına neden olur.
Nöron
adı verilen ve sayıları 100 milyarın üzerinde olan beyin hücreleri beyin
dokularını oluşturur. Bu hücreler içten ve dıştan pek çok nedenden kötü
etkilenebilir.
Beyin
dokusu, her bir tarafı farklı fonksiyonlara sahip farklı alanlardan oluşur. Bu
farklı alanlar bize düşünme, konuşma, beceri, planlama, öğrenme ve sosyal
alanlara uygun davranma şansını verir.
Bu
özel alanlara ait hücre ve dokuların hasar görmesi, özgün fonksiyonların da
zaman içinde bozulmasına sebep olur. Demans hastalıklarının her biri, farklı
beyin alanlarının etkilenmesinden sorumludur.
Örneğin,
Alzheimer hastalığı, hipokampus adı verilen ve bellek sepeti olarak da bilinen
alanı en sıklıkla etkileyen, o bölgedeki beyin hücreleri (nöron) içinde kötü
birikim alanları (nörofibriller yumaklar) ve hücreler arası kötü protein birikimleri
(amiloyid plaklar) ile karakterize bir durum yaratır.
Hücre
içi ve hücreler arası bu kötü birikimler hücrelerin ve hücreler arası
iletişimin bozulmasına ve dokuların küçülmesine (atrofi) yol açar ve hastalık
belirtileri ortaya çıkar.
Hipokampus
bölgesinin atrofisi Alzheimer hastalığının ilk ve en önemli belirtisi olan
unutkanlık sürecini başlatır.
Alzheimer’dan Korunmak İçin Neler Yapılmalı?
Alzheimer'ın
gelişmesine zemin hazırlayan risk faktörlerinin en önemlisi genetik yatkınlık.
Ailede Alzheimer öyküsü ve hastalığın 40-60 yaş arasında başlaması genetik
yatkınlığı düşündürüyor.
Yaş
ilerledikçe hastalığın sıklığı artıyor. Örneğin, hastalığın 65 yaşın üzerinde
her 10 yılda bir görülme oranı ikiye katlanıyor.
Hastalığın
oluşma riskini artıran diğer faktörler ise; kafa travmaları, uzun süreli
depresyon varlığı, kronik alkol kullanımı, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği
ve şeker hastalığı.
Alzheimer'dan Korunmak Mümkün mü ve Neler
Yapılabilir?
Alzheimer’ın
nedenleri kesin olarak bilinmediği gibi nasıl önleneceği ile ilgili kesin bilgi
yok. Ancak bazı hayat tarzı düzenlemeleri hastalığın oluşma oranını
azaltabiliyor.
Alzheimer'dan korunmak için;
·
Zihinsel ve fiziksel olarak aktif kalın, düzenli egzersiz yapın,
·
Tansiyonunuzu ve şekerinizi normal düzeyde tutun,
·
Sebze ve meyve tüketiminizi artırın. Akdeniz diyetini tercih
edin,
·
Emniyet kemeri ve kask kullanarak kaza sonucu oluşabilecek kafa
yaralanmalarına karşı korunun,
·
Alkol kullanıyorsanız bırakmayı ya da sınırlandırmayı deneyin,
sigarayı bırakın.
En Sık Kimlerde Görülür?
Alzheimer
hastalığının bir kişide görülmesini kolaylaştıran bazı durumlar vardır ki,
bunlara risk nedenleri adı verilir. Alzheimer hastalığı için bilinen risk
nedenleri şunlardır:
·
Yaş: Alzheimer
hastalığı, sıklıkla 65 yaş üstündeki kişilerde ortaya çıkar. Hastalık 65 yaş
üstü nüfusun % 5’inde görülürken, her 5 yılda bir hastalık görülme sıklığı 2
kat artar ve 80-85 yaşın üzerindeki her iki kişiden birinde hastalık
görülebilir. Bununla beraber son yıllarda yapılan araştırmalar hastalığın fark
edilmeden 20-30 yıl geride başladığını ve eğer araştırılırsa tanının 40 ve
50’li yaşlarda da konulabileceğini göstermektedir.
·
Cinsiyet: Kadınların
ortalama yaşam süresi erkeklerden daha uzundur. Ortalama yaşam süresi dikkate
alındığında, hastalığın kadınlarda daha sık görülmesi beklenen bir sonuçtur.
·
Depresyon
·
Geçirilen
Hastalıklar: Kardiyovasküler hastalıklar, hiperlipidemi,
diyabet, tiroid hastalıkları Alzheimer hastalığı için birer risk faktörü olarak
sayılabilir.
·
Geçirilen
Kafa Trawmaları
·
Eğitim: Düşük
eğitim düzeyine sahip kişilerin hastalığa yakalanmaya eğilimi fazladır. Eğitim
düzeyi yükseldikçe hastalığın görülme sıklığı azalır.
·
Kalıtım
ve Genetik: Alzheimer hastalığının %25’i genetik ve
ailevi bir özellik taşır. Hastalığa ait olduğu düşünülen pek çok gen ortaya
konmuştur. Bu genler hastalıktaki beyin ve beyin hücresinin hasarlanmasına
neden olan nörofibriller yumak ve amiloyid plakların oluşumunu da sağlar.
Kromozom 19 tarafından hatalı kodlanma ile miktarı artan APOE4 epsilon 4
varlığı hastalığın varlığına ait ihtimali göstermek açısından değerli bir
laboratuvar ölçümüdür.
·
Biyobelirteçler: Bugün
Alzheimer tanısının hastalık çıkmadan 20-30 yıl öncesinde de saptanabileceğine
ait bazı laboratuvar bulguları beyinde patolojik olarak biriken proteinlerin
varlığını desteklemektedir. Abeta 42 ve tau proteinleri beyin omurilik
sıvısından elde edilebilir. Bunlara biyobelirteç adı verilir.
24.06.2019
14:21 - ulusalhaber1945: ulusalhaber-ulusalajans.blogspot.com
MEDİREVO DOĞRUDAN
SATIŞ A.Ş.nin BOR Madeni baz alınarak ürettiği ürünleri alış veriş yapmanız
için aşağıdaki linki tıklayın.